WYOMING SESSIONS #2: Mükemmel Olabilirdi! (DAYTONA)

Hatırlayacak olursanız; önceki yazımda, Wyoming Sessions albümlerini incelemek adına bir giriş yapmıştım. Bu yazıda da başladığımız yolculuğa devam etmek niyetim, yine de Daytona için bir yöntem değişikliğine gitmeye karar verdim.

Tek tek her şarkıya yorum yapmak yerine, birkaç başlık altında albümün çoğunlukta olan artılarını ve kritik bir eksisini inceleyeceğim.

 

Süre

Wyoming albümlerinin, 20, 25 dakika civarında olan görece kısa sürelik albümler olarak tasarlanması, en çok Daytona’ya yaramış. Dopdolu, yedi şarkı kesinlikle albümün kendi kısalığında dinleyiciyi yakalıyor.

 

Kendi Dilini Yaratmak

Pusha T, her zaman kendi özgü bir anlatımı olan ve anlattığı aslında rap kültüründe alışık olduğumuz konular olsa bile, suç dünyasını anlatmak için kendi terminolojisini geliştirmesi onu aynı bağlamı anlatan rap icracılarından ayırıyor. Belki kimi dinleyici daha basit bir anlatım tercih edebilir fakat kalıcı bir albüm yapmanın ilk şartı fark ortaya koymaktır. Örneğin rap kültürünün tarihinde çok önemli bir yeri olan Illmatic’ten alıntılayacağım “Yeah, straight out the fuckin’ dungeons of rap” gibi bir cümle, sadece bir benzetmeyle bile dili ne kadar değiştirebileceğini ve bu değişimin ne kadar kritik olduğunu açıklar.

Sade Düet Listesi

Sadece Kanye ve Rick Ross’dan oluşan düetler, Pusha T’nin öne çıkmasına yardımcı olmuş, dikkatlerimizi daha fazla solo performansa çekebilmemizi sağlamış. Albüm vokalden fazlası olsa da her albümde, o albümü bize sunan sanatçı biraz daha öne çıkmalıdır. Mesela Kanye’nin en büyük yeteneklerinden biri, çok kalabalık ve güçlü düet listesiyle çıkardığı albümlerinde öne çıkmayı, birinci adam olmayı başarabilmesidir.

 

Teknik Detaylar

Rap kültürü hakkında düşünce üretmeye çaba sarf eden biri olarak, itiraf etmeliyim ki rap ve prodüksiyon teknikleri hakkındaki bilgim oldukça sınırlı. Bununla birlikte, bir albüm benim gibi bu tarz detayları kaçırabilecek dinleyicilere, inatla ben emek sarf edilmiş bir albümüm diyebiliyorsa o albümü teknik detaylarda da başarılı anmak gerekir. Bu başlık altında değinmek istediğim diğer konuysa, Kanye’nin prodüksiyonu. Kanye, onu o yapan iddialı prodüksiyonundan vazgeçmeden Pusha T’nin anlatım stiline uyacak beatler hazırlamış. Ayrıca “Come Back Baby” şarkısında bulunan voice sample ayrıca anılmalı.

 

Kritik Hata

Bence albümün en göze çarpan ve tek büyük hatası diyebileceğimiz tercihi; Pusha T’nin, Drake ile olan anlaşmazlığını albüme taşımasıydı. Infared adını taşıyan son parça her ne kadar başarılı olsa da dinleyiciyi albümden uzaklaştıran ve taraf tutmaya zorlayan bir iş olmuş. Albümü bu yüzden doğrudan bir klasik değil tartışmalı bir klasik olarak görüyorum.

 

Yazan: Emre Tarduş

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki İçerik

2020 BILLBOARD Müzik Ödülleri'nde kazananlar belli oldu!

Sonraki İçerik

DON CANNON'a göre günümüzdeki Deluxe albüm trendini LIL UZI VERT başlattı!

İlgili İçerikler