Tarihler 30 Eylül 2003. Kanye West, müzik piyasasında oldukça ses getiren ilk single’ı Through The Wire’ı yayınladı. Kanye için her şeyin başladığı şarkı buydu. Bu şarkı, yayınlandığı hafta Billboard Hot 100’de 15. sıraya kadar yükseldi. Amerika ve Birleşik Krallık’ta platin ve altın sertifika kazandı, En İyi Solo Rap alanında Grammy Ödüllerine aday gösterildi ve müzik videosuyla 2004 Source Hip-Hop Ödülleri’nde En İyi Video Ödülüne layık görüldü. Kanye’nin ilk teklisinde böyle başarılar elde edip bu kadar büyük ses getirmesi yeterli görünebilir ancak şarkının arka planını duymak sizleri daha fazla etkileyecek.
Olayın şaşırtıcı arkaplanını incelemek için 23 Ekim 2002’ye dönmemiz gerekiyor. Kanye West, Los Angeles’ta bir stüdyoda kayıt aldıktan sonra eve dönmek üzere stüdyodan çıkmıştı. Saat gece üç civarlarındaydı. Kiralık Lexus’una bindi ve yola koyuldu fakat sürüş esnasında uyuyakaldı. Birçok kaynakta da belirtildiği gibi ölümcül bir kaza geçirdi ama ucuz atlattı ve hayatta kalmayı başardı. Kanye’nin çenesi üç yerden, diğer araç sürücüsünün ise iki bacağı kırıldı. Kazadan sonra apar topar Cedars-Sinai Hastanesi’ne (Aynı zamanda Biggie Smalls’un vefat ettiği hastanedir ve şarkıda Kanye buna atıfta bulunmuştur) kaldırılarak acil ameliyata alındı. Kanye bu ameliyatın ardından bir aydan daha uzun süre boyunca ağzında metal bir plaka ve çenesini bir arada tutan tellerle yaşamak zorunda kaldı. Lakin bu kaza onun hayatı ve kariyeri için kendisinde öyle parıltılara yol açmış olacak ki hastaneden çıktıktan yalnızca iki hafta sonra hala çenesi tellerle kapalıyken Through The Wire’ı kaydetti. Zaten şarkının Türkçe çevirisi de Tel Aracılığıyla anlamına geliyor. Birçok söylentiye göre Kanye henüz kazadan üç gün sonra şarkının sözlerini yazmış ve mırıldanmaya başlamıştı bile. Şarkıyı bir kez daha dikkatli dinlerseniz Kanye’nin kelimeleri okumakta zorlandığını ve hafif peltek şekilde kayıt aldığını fark edeceksiniz. Şarkının kayıtlarını alırken sayısız ağrı kesici alan ve işine böyle devam ettiği söylenen Kanye, kazadan birkaç ay sonra MTV’ye verdiği röportajda kazadan sonraki ilk zamanlarını “Çenem üç yerden kırılmıştı. Burun bölgemde de kırıklar mevcuttu. İnsanlarla konuşuyordum ve bir anda burnum kanamaya başlıyordu. Hatta şu an bile tükürüğüm yanlış yoldan giderse boğulabilirim. Bütün suratım berbat oldu. Ama şu an iyileşiyorum, bazı kelimelerin nasıl telaffuz edileceğini öğreniyorum böylece tekrar rap yapabilirim.” şeklinde ifade etmişti.
Hemen hemen herkesin kabul edeceği üzere zirvede olan bir kariyerin böylesine zorlu ve acı dolu bir adımla başladığını görmek birçok insan için şüphesiz bir motivasyon kaynağı olabilecek nitelikte. Bu motivasyon kaynağını tamamlamak için yazıyı Kanye’nin 2014’te Interview Dergisi’nin kazanın hayatını nasıl değiştirdiğiyle alakalı sorulan bir soruya verdiği cevapla bitirmek istiyorum:
“Kazadan sonra zaman kavramına farklı açıdan yaklaşmaya başladığımı düşünüyorum. Kazadan önce aslında o kadar da ilgilenmediğim insanlara ve şeylere zaman ayırıyordum çünkü bir şekilde beynimin yıkanmasına izin vererek ilgilenmediğim insanlarla veya projelerle çalışmaya zorlandım. Çok basit, kaza bana gerçekten yapmak istediğim şeyi yapma fırsatı sundu. Ben bir müzik yapımcısıydım ve herkes bana rapçi olmanın benim işim olmadığını söylüyordu, bu yüzden kaza bana ‘Hey, kendime gelmek için biraz zamana ihtiyacım var!’ deme imkanı tanıdı. Fakat bu iyileşme sürecinde tüm zamanımı müziğimi geliştirmeye ve The College Dropout’a (Through The Wire’ın da yer aldığı ilk albümü) adadım. Eğer o dönem olmasaydı hayatımda çok fazla telefon görüşmesi ve bana farklı yönlerden baskı uygulayan birçok insan olurdu ve istediğim şeyi yapmak için hiç zamanım olmazdı.”
Yazan: Egemen Emekli
