Ces XC anlatıyor: Hip-hop fotoğrafçılığı, grafik tasarım, sorunları aşmak ve fazlası!

Ces XC, son zamanlarda fotoğrafçılık yeteneklerini grafik tasarımla harmanlayarak Türk Hip-Hop’ına yeni bir soluk getirdi. Kendisi aslında uzun zamandır bu alanda faaliyet gösteren bir isim.

Hem onun hikayesini öğrenmek istediğimizden hem de fotoğrafçılık yapmak isteyen gençler için ilham kaynağı olacağını düşündüğümüzden Ces ile söyleşi gerçekleştirdik. Aynı zamanda çektiği karelerden 2’sini de bizim için yorumladı.

 

Rapertuar: Fotoğrafçılığa nasıl başladın?

Ces: “Öncelikle Rapertuar ailesine ilgisinden dolayı teşekkür ederim. Fotoğrafçılığa başlama serüvenim aslında 2007 senesine kadar uzanıyor. O dönem evde bulduğum Nikon’un bir fotoğraf makinesiyle çekmeye başlamıştım, çok deneysel şeyler çekiyordum hatta hâlâ ilk çektiğim fotoğrafları cesur911.deviantart.com adresi üzerinden görebilirsiniz. Profesyonel iş anlamında başlamam ise 2016 Kasım ayı. Onun öncesinde ise asıl mesleğim olan Grafik Tasarım işiyle uğraşıyordum ama sonrasında Türkiye’deki çalışma sistemini benimseyemediğimden Grafik Tasarımı bıraktım. Mesailer, çalıştığının karşılığını alamamak, haksızlıklar ve bunun gibi etmenler beni genel olarak itti. Sonrasında ben de fotoğraf çekmekten ve grafik tasarımı bırakmamak istemediğimden bunu keyfi bir şekilde devam ettirmek istedim ve benim için keyif aldığım bir iş çatısı haline geldi.”

Hip-Hop tarafına geçişin nasıl oldu?

Hip-Hop tarafına geçişim aslında olmadı, hep Hip-Hop’ın içerisinde biriydim ben. Lise zamanlarında Myspace diye bir platform vardı, şu anda güncel olarak popüler olan birçok insanla o dönem oradan sürekli iletişim halindeydik ve neler yapmayı istediğimi vs. konuşurduk. Paylaşım içinde olurduk hep. Hatta o platform içerisinde ilk arkadaşlarımdan birisi DJ Artz’dı. Sosyal medyanın da yükselmesi ve etkinliklerin oluşması ile birlikte birçok insanla tanışma fırsatım oldu ve çalıştığım markaların da buna etkisi çok büyük. Ardından arkadaş vasıtasıyla ve sosyal çevrenin büyümesi ile birlikte eskiden tanıştığım veya yeni tanıştığım insanlarla birlikte güzel işler ortaya çıkarmaya başladık. Sonrası tamamen organik büyüme ile ilerledi diyebilirim. Aslında içimden geldiği gibi şeyler yapıyordum; herhangi bir şan, şöhret, para veya farklı isteklerim yoktu; sadece alanımda başarılı birisi olmayı istiyordum ve halen daha başarılı olmayı ve daha güzel işler yapmayı isteyen birisiyim.

Bu işe yeni başladığında ekonomik sorunları nasıl aştın?

İşe ilk başlayacağım zaman hiçbir şekilde “en iyi fotoğraf makinesini almalıyım” veya “en iyi bilgisayarı almalıyım” diye düşünmedim. Bütçem neye yetiyorsa en iyi şekilde değerlendirdim. İlk aldığım makine Canon EOS 750D ve Pentax Espio 160’tı ve yaklaşık 5 senedir bu makineler yerini korur. Profesyonel anlamda iş yapmaya başlayınca ve tabii para kazanmaya başlayınca belli bir birikim elde edip yeni ekipmanlar aldım ama başta söylediğim gibi en ama en iyisi almadım. Bebek adımları atarak ilerledim hep, halen de öyle yapıyorum. Bu konuyu aslında Ara Güler’in sözüyle özetleyebilirim: “En iyi makine en iyi fotografı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı.”

Bundan dolayı ekonominizin el verdiği bir makineyle başlayarak ve çalışarak farklı modellere geçmeniz sizin elinizde ama yukarıdaki sözü de unutmayın 🙂

Tepki – Sık

Tepki’nin Sık klibinin çekimlerinden bu kareyi herkes bilir. Aslında bu çok talihsiz bir durum içinde çekilmiş bir fotoğraf ancak çıkan kare gerçekten benim için tarihi bir değer taşıyor. Oradaki patlama sahnesinde oluşan saniyelik bir görüntüyü ölümsüzleştirmek bence bu işin gerçekten en heyecan verici noktası. Fotoğrafları çekerken herhangi özel bir teknik kullanmıyorum ancak olabildiğince detayları alabilecek şekilde çekim yapmaya gayret ediyorum. Kişinin, çevrenin, mimarinin her şeyin. Fotoğrafları RAW formatında çekiyorum ve sonrasında Photoshop veya Lightroom’da fotoğrafın diline göre ayarlamalar yapıyorum.

Ezhel – LOLO

Ezhel’in LOLO kapağı da mesela çok kısa bir süre zarfı içerisinde oluşturulmuş bir fotoğraf ama oradaki hissiyat ve dikenli telin yanmasıyla metaforlar barındıran bir çalışma benim için.

 

Benim için her işim çok değerli ve hepsinin gerçekten yeri ayrı. Tüm yaptığım işlerden mutluluk duyuyorum. Çalıştığım insanlara ve beni takip eden insanlara, bana güvenip beni destekledikleri için teşekkürü her zaman borç bilirim. 

Bu işe yeni başlayacak arkadaşlarıma son olarak ise şunu demek isterim: Hiçbir şekilde ekonomik durumları göz önünde çok bulundurmayın, elinizden ne geliyorsa ve ekonominiz neyi karşılıyorsa onunla başlayabilirsiniz. Bol bol araştırma yapın, Instagram’ı lütfen koca bir bilgi kaynağı olarak görmeyin. İnternette birçok arşivi inceleyebilir ve çok güzel bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca fotoğrafların ve artwork’lerin izinsiz kullanılması yasal anlamda yanlış bir şeydir. Sanata ve sanatçıya her zaman saygı gösterin çünkü biz size gösteriyoruz. ❤️ 

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki İçerik

THE MAZE ENTERTAINMENT, önümüzdeki süreçte yayınlayacağı projeleri açıkladı

Sonraki İçerik

Şehir ve Ritim'in iddialarına cevap

İlgili İçerikler